24 Kasım 2011 Perşembe

SON BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ 8

Cemal Anadol
30 yılını Türkeş'in yanında geçiren Muzaffer Şahin, Türkeş'in duygulandığı en önemli anlardan birinin de, 'Ya Rabbim sana şükürler olsun. Bu kadar kısa bir sürede bana Türk Cumhuriyetleri'ni ziyaret etme lütfunda bulundun, sana binlerce şükürler olsun' diyerek Türk Cumhuriyetleri'ni ziyaret için yola çıktığı gün gerçekleştiğini aktardı.

Bu gezinin ardından yine Orta Asya Türk geleneği olan dağın zirvesindeki kurultay organize edilerek Erciyes Tekir yaylasında Türk milliyetçileri toplanmış ve gelenek olarak günümüze kadar yüzbinlerin iştiraki ile kutlanmıştır.Erciyesin zirvesine yakın bir yerde tekir yaylasında toplanan milliyetçiler kurulan otağlar ve yapılan şölenlerle bir araya gelirken bu vesileyle Türk geleneğini yaşatmaya başladılar.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------


4 NİSAN 1997 Ankara

4 Nisan 1997 gecesi Bayındır önünde toplanan ülkücülere " BU SON BAŞBUĞ'DUR ! " diyerek ebedi hayata intikal ettiğini açıklayan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu'nun bu sözleriyle mateme bürünüyordu Türk Dünyası....

Başbuğ'u zehirlediler mi?

ALMAN DOKTOR MEJER: Sayın Türkeş, sizi tebrik ederim, 20-25 yaşındaki sağlıklı bir delikanlı gibisiniz'

1 GÜN ÖNCE TÜRKEŞ: Doktor, kalbimin saat gibi çalıştığını söyledi; hatta, parmaklarıyla üç kere duvara vurdu. Çok iyiyim, çok iyiyim...

EVET, aradan 6 yıl geçti, 7. yılın taksimetresi çalışıyor. Geçen bu süre içerisinde, konuşulan bir soruya hálá cevap aranıyor: ‘‘Türkeş'i zehirlediler mi?’’ Biz de şimdi, bu sorunun cevabını aramaya koyulalım... Alparslan Türkeş, 24 Mart 1997 tarihinde eşi S******* Türkeş, kızı Ayyüce, oğlu Ahmet ve Özel Kalem Müdürü Sami Cezaroğlu ile birlikte Almanya'nın Hamburg kentine gittiler. Türkeş, bu seyahati sırasında, Almanya'daki ülkücü dernek yöneticileriyle görüştü, Türkiye'ye dönmeden üç gün önce de bir sağlık kontrolünden geçti. Almanya'daki Türk işadamı Saruhan Bozyakalı'nın konuğu olan MHP Genel Başkanı'nın check-up sonucu çok temiz çıktı. Hamburg'da, Neuberstrabe-6 adresindeki Dr. Şeref Yurtseven'e ait özel klinikte muayene olan Türkeş'in kan değerlerinin çok iyi olduğu, ayrıca kalp ve damarlarda hiçbir sorun bulunmadığı doktorlar tarafından açıklanıyordu. Klinikte görevli Alman doktor Mejer de, Türkeş'e, ‘‘Sayın Türkeş sizi tebrik ederim, 20-25 yaşındaki sağlıklı bir delikanlı gibisiniz’’ diyordu. Ancak, Özel Kalem Müdürü Cezaroğlu'nun sırt damarlarından ikisinde tıkanıklık tespit edilmişti.

ÖKSÜRÜKTEN BOĞULACAKTI

Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 Cuma günü önce Amasya Belediyesi'ni ziyaret etti; burada öğle yemeğini yedi. Yemek sırasında, Amasya'da oturan baldızının getirdiği yaprak sarmalarının tadına baktı, biraz da portakal suyu içti. MHP Lideri, daha sonra, Partisi'nin Amasya İl Kongresi'nde hazır bulundu. Türkeş, kürsüde konuşmasını yaparken, boğazındaki bir gıcıkla çok şiddetli bir şekilde öksürmeye başladı; adeta boğulacak gibi olmuştu. Bitkindi. Kürsüden inerken, Özel Kalem Müdürü'ne, ‘Yanımdan ayrılma’ uyarısında bulundu. Türkeş krizi atlatmıştı. Daha sonra, adını Ferhat ile Şirin Efsanesi'nden alan Ferhat Suyu Tesisleri'nin açılışını yaptı; suyun vanasını çevirirken, ‘Aşk ile şevk ile bismillah’ diyordu. Amasya'daki Parti Kongresi ve diğer etkinlikler sona ermişti; Türkeş, tekrar yola koyuldu. Seyahat boyunca makam otomobilinde, beraberindekilere maziyi anlatmaya başladı. 27 Mayıs 1960 İhtilali ve 21 Mayıs 1963 darbe teşebbüsüyle ilgili anılarını nakletti. Akşam, Ankara Hilton Oteli'ndeki bir düğün törenine katılacaktı.

DOKTORU DAHA ÖNCE ÖLDÜ

Türkeş, Ankara'ya ulaştı. Otelin kapısında çocukları, torunları ve düğün sahipleri tarafından karşılandı. Çok neşeliydi. Geç saatlerde Hilton'dan ayrıldı, evine doğru yöneldi. Otomobili Çankaya'ya tırmanırken, nefes almakta güçlük çekmeye başladı. Şoförü Alparslan durumu fark etti ve Çankaya Kliniği'ne yöneldi. Alparslan Türkeş, hastaneye ulaşmıştı ama hayata veda etmişti. Üç gün önceki check-up raporları da Türkeş'i kurtarmaya yetmemişti. Özel doktoru Prof. Dr. Arif Özdemir ise çaresizdi... Kaderin cilvesine bakınız, Türkeş'i Almanya'da muayene edip ‘sağlam raporu’ veren Doktor Şeref Yurtseven de, 1 yıl sonra hayata veda edecekti...'' Rıza Müftüoğlu, Türkeş'in sağlığı konusunda şunları anlatıyor: ‘‘Başbuğ'la, vefatından bir gün önce İstanbul'da görüşürken, bana sağlığı konusunda ‘Almanya'da sağlık kontrolünden geçtim. Doktor, kalbimin saat gibi çalıştığını söyledi; hatta, parmaklarıyla üç kere duvara vurdu' diyordu. Genel Başkanımız, ‘Çok iyiyim, çok iyiyim' sözleriyle mutluluğunu ifade ediyordu.’’

CIA, kalp krizi yaratan ilaç verdi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder